Can
New member
Yağmur Kimin Eseri? — Kadın mı Yaptı, Erkek mi Sipariş Verdi?
Selam dostlar!
Dün akşam balkonda oturmuş, elimde çay, gökyüzü dramatik bir film gibi gri tonlara bürünmüş... Derken başladı o meşhur seremonisi: yağmur!
Ve ben düşündüm... “Bu yağmur kimin eseri arkadaşlar?”
Yani, evrende birileri duygusal bir sahne mi çekiyor, yoksa gökyüzü tamiratta mı?
Sonra aklıma geldi: Bu yağmurun arkasında erkek mi var, kadın mı? Çünkü meseleye cinsiyet perspektifinden bakınca olay bambaşka bir hal alıyor.
Haydi gelin, bunu forum tarzında, kahkaha garantili bir şekilde tartışalım!
---
1. Kadın Eli Değmiş Yağmur: Duygusal, Lirik, Biraz da Drama Yüklü
Bir kadın yağmur yapacak olsa eminim önce “ruh haline” bakardı.
Sabah aynaya bakıp, “Bugün biraz melankolik hissediyorum, belki hafif bir çiseleme iyi gider,” derdi.
Sonra Instagram’a “#YağmurMood” etiketiyle bir hikâye atar, fonda Sezen Aksu çalardı.
Kadın yapımı bir yağmurda, damlalar öyle bir düşerdi ki...
Her biri “sen beni hiç anlamadın” der gibi cama vururdu.
Bir yandan romantik, bir yandan dramatik... Tam Netflix dizisi atmosferi.
Gök gürlese bile o bile zarif olurdu; “duygularımı bastıramadım” der gibi.
Üstelik kadın eli değmiş bir yağmurda yağmur sonrası bile başka olurdu.
Toprak değil, parfüm kokardı.
Gökyüzü değil, rimeli akmış bir göz gibi solgun ve güzel görünürdü.
---
2. Erkek Eli Değmiş Yağmur: Mantıklı, Pratik, Azıcık Gürültülü
Şimdi gelelim erkek yapımı yağmura...
Erkek olaya duygusal değil, stratejik yaklaşırdı.
“Evet beyler, atmosferdeki nem oranı %78, bulutlar dolmuş, tahliye zamanı!”
Direkt çözüm odaklı: “Damlatsın, bitsin.”
Erkek eli değmiş yağmur, tıpkı bir PowerPoint sunumu gibi olurdu.
Madde madde yağardı:
Başla.
Yoğunlaş.
Şimşek çak.
Bitti.
Ne duygusallık var, ne romantizm.
Gök gürledi mi? Çünkü “etkili görünmek” lazım.
Şimşek mi çaktı? O, “sunumun vurucu slaydı.”
Ama hakkını yiyemeyiz, erkek yağmuru verimlidir.
Arabayı yıkar, serinlik sağlar, tarımı destekler.
Sadece küçük bir yan etkisi vardır:
Beş dakika sonra güneş açar, sanki hiçbir şey olmamış gibi davranır.
Tipik bir “ben duygusal değilim” tavrı!
---
3. Ortak Yapım Yağmur: Kadın Planladı, Erkek Başlattı
Belki de en mantıklısı: yağmur bir ortak yapımdır.
Kadın duygusal alt yapıyı oluşturur, erkek operasyonu yönetir.
Kadın der ki: “Biraz hüzün ekleyelim, nostalji dokusu olsun.”
Erkek hesaplar: “Rüzgar yönü kuzeydoğu, optimum yoğunluk 12 mm/dk.”
Ve sonuç: mükemmel bir kombinasyon!
Hem romantik hem etkili.
Bir yandan duyguların senfonisi, bir yandan doğanın stratejik başarısı.
Kadınların duygusal inceliğiyle erkeklerin mühendislik zekası birleşince, gökten sanat yağar adeta!
---
4. Yağmurun Anlamını Abartanlar Kulübü
Forumda eminim böyle bir başlık açsam altına şöyle yorumlar gelir:
- “Bence yağmur eski sevgilimin suçluluk gözyaşları!”
- “Duygusal değilim ama yağmurda ıslanırken playlistim hep slow.”
- “Erkek yağmuru muson gibidir, gelir, dağıtır, gider.”
Ve bazıları da realisttir tabii:
- “Arkadaşlar, meteorolojik olay bu, romantikleştirmeyin.”
Ama kabul edelim, romantikleşmeden yaşanır mı?
Yağmur zaten bize duygusal bahaneler sunmak için var.
“Dışarı çıkmayalım, battaniye + film + kahve yapalım” bahanesi değil midir çoğu zaman?
---
5. Erkeklerin Yağmur Stratejisi
Erkekler yağmurda bile stratejiktir.
Bir erkek yağmurda yürürken aslında iki planı vardır:
Plan A: “Romantik görünüyorum, belki dikkat çekerim.”
Plan B: “Arabam su almazsa iyidir.”
Mesela bir kadın “Ah, ne güzel ıslanıyoruz” dediğinde,
erkek içinden “lastikler yeniydi umarım diş derinliği iyi tutar” diye geçirir.
Duygusal frekans farkı işte!
Ama yine de erkekler yağmurda romantizmi keşfetmeye çalışır.
Kameraya bakıp “ıslanmış saçlarım cool mu?” diye düşünen erkek,
aslında içten içe “üşüdüm ama çaktırmayayım” modundadır.
---
6. Kadınların Yağmurda Empati Fırtınası
Kadınlar ise yağmurda çevreyle bile duygusal bağ kurar.
“Şu kedicik ıslandı mı acaba?”
“Toprak suyu özlemişti, sonunda kavuştu!”
“Şemsiye açmak ayıp olur şimdi, yağmurun kalbini kırmayalım.”
Bir erkek şemsiye taşır, kadına uzatır.
Kadın teşekkür eder ama içinden şöyle düşünür:
“Bu jesti yaptı ama acaba içten mi?”
Sonra yağmurun ortasında ilişki analizi başlar.
Bir damla düşer, bir soru daha:
“Gerçekten beni önemsiyor mu, yoksa sadece şemsiyeyi mi?”
---
7. Sonuç: Yağmur Hepimizin Ortak Eseri
Belki de en doğrusu şu:
Yağmur ne kadının ne erkeğin eseridir, yaşayan her duygunun yansımasıdır.
Biraz mantık, biraz duygu, bolca kaos...
Tıpkı biz insanlar gibi.
Erkekler plan yapar, kadınlar anlam katar,
gökyüzü ise tüm bu duygusal trafikle başa çıkmaya çalışır.
Sonra pat diye boşalır... tıpkı biz gibi.
---
Forumdaşlara Soru!
Şimdi soruyorum size:
Sizce bu yağmurun yapımcısı kim?
Kadınlar mı duygularıyla evreni ıslatıyor,
yoksa erkekler mi bulutlara “hadi artık dökül” komutu veriyor?
Yorumlarınızı bekliyorum dostlar!
Lütfen tartışmayı büyütmeyelim, sadece şemsiyemizi büyütelim.
Selam dostlar!
Dün akşam balkonda oturmuş, elimde çay, gökyüzü dramatik bir film gibi gri tonlara bürünmüş... Derken başladı o meşhur seremonisi: yağmur!
Ve ben düşündüm... “Bu yağmur kimin eseri arkadaşlar?”
Yani, evrende birileri duygusal bir sahne mi çekiyor, yoksa gökyüzü tamiratta mı?
Sonra aklıma geldi: Bu yağmurun arkasında erkek mi var, kadın mı? Çünkü meseleye cinsiyet perspektifinden bakınca olay bambaşka bir hal alıyor.
Haydi gelin, bunu forum tarzında, kahkaha garantili bir şekilde tartışalım!
---
1. Kadın Eli Değmiş Yağmur: Duygusal, Lirik, Biraz da Drama Yüklü
Bir kadın yağmur yapacak olsa eminim önce “ruh haline” bakardı.
Sabah aynaya bakıp, “Bugün biraz melankolik hissediyorum, belki hafif bir çiseleme iyi gider,” derdi.
Sonra Instagram’a “#YağmurMood” etiketiyle bir hikâye atar, fonda Sezen Aksu çalardı.
Kadın yapımı bir yağmurda, damlalar öyle bir düşerdi ki...
Her biri “sen beni hiç anlamadın” der gibi cama vururdu.
Bir yandan romantik, bir yandan dramatik... Tam Netflix dizisi atmosferi.
Gök gürlese bile o bile zarif olurdu; “duygularımı bastıramadım” der gibi.
Üstelik kadın eli değmiş bir yağmurda yağmur sonrası bile başka olurdu.
Toprak değil, parfüm kokardı.
Gökyüzü değil, rimeli akmış bir göz gibi solgun ve güzel görünürdü.
---
2. Erkek Eli Değmiş Yağmur: Mantıklı, Pratik, Azıcık Gürültülü
Şimdi gelelim erkek yapımı yağmura...
Erkek olaya duygusal değil, stratejik yaklaşırdı.
“Evet beyler, atmosferdeki nem oranı %78, bulutlar dolmuş, tahliye zamanı!”
Direkt çözüm odaklı: “Damlatsın, bitsin.”
Erkek eli değmiş yağmur, tıpkı bir PowerPoint sunumu gibi olurdu.
Madde madde yağardı:
Başla. Yoğunlaş. Şimşek çak. Bitti.Ne duygusallık var, ne romantizm.
Gök gürledi mi? Çünkü “etkili görünmek” lazım.
Şimşek mi çaktı? O, “sunumun vurucu slaydı.”
Ama hakkını yiyemeyiz, erkek yağmuru verimlidir.
Arabayı yıkar, serinlik sağlar, tarımı destekler.
Sadece küçük bir yan etkisi vardır:
Beş dakika sonra güneş açar, sanki hiçbir şey olmamış gibi davranır.
Tipik bir “ben duygusal değilim” tavrı!
---
3. Ortak Yapım Yağmur: Kadın Planladı, Erkek Başlattı
Belki de en mantıklısı: yağmur bir ortak yapımdır.
Kadın duygusal alt yapıyı oluşturur, erkek operasyonu yönetir.
Kadın der ki: “Biraz hüzün ekleyelim, nostalji dokusu olsun.”
Erkek hesaplar: “Rüzgar yönü kuzeydoğu, optimum yoğunluk 12 mm/dk.”
Ve sonuç: mükemmel bir kombinasyon!
Hem romantik hem etkili.
Bir yandan duyguların senfonisi, bir yandan doğanın stratejik başarısı.
Kadınların duygusal inceliğiyle erkeklerin mühendislik zekası birleşince, gökten sanat yağar adeta!
---
4. Yağmurun Anlamını Abartanlar Kulübü
Forumda eminim böyle bir başlık açsam altına şöyle yorumlar gelir:
- “Bence yağmur eski sevgilimin suçluluk gözyaşları!”
- “Duygusal değilim ama yağmurda ıslanırken playlistim hep slow.”
- “Erkek yağmuru muson gibidir, gelir, dağıtır, gider.”
Ve bazıları da realisttir tabii:
- “Arkadaşlar, meteorolojik olay bu, romantikleştirmeyin.”
Ama kabul edelim, romantikleşmeden yaşanır mı?
Yağmur zaten bize duygusal bahaneler sunmak için var.
“Dışarı çıkmayalım, battaniye + film + kahve yapalım” bahanesi değil midir çoğu zaman?
---
5. Erkeklerin Yağmur Stratejisi
Erkekler yağmurda bile stratejiktir.
Bir erkek yağmurda yürürken aslında iki planı vardır:
Plan A: “Romantik görünüyorum, belki dikkat çekerim.”
Plan B: “Arabam su almazsa iyidir.”
Mesela bir kadın “Ah, ne güzel ıslanıyoruz” dediğinde,
erkek içinden “lastikler yeniydi umarım diş derinliği iyi tutar” diye geçirir.
Duygusal frekans farkı işte!
Ama yine de erkekler yağmurda romantizmi keşfetmeye çalışır.
Kameraya bakıp “ıslanmış saçlarım cool mu?” diye düşünen erkek,
aslında içten içe “üşüdüm ama çaktırmayayım” modundadır.
---
6. Kadınların Yağmurda Empati Fırtınası
Kadınlar ise yağmurda çevreyle bile duygusal bağ kurar.
“Şu kedicik ıslandı mı acaba?”
“Toprak suyu özlemişti, sonunda kavuştu!”
“Şemsiye açmak ayıp olur şimdi, yağmurun kalbini kırmayalım.”
Bir erkek şemsiye taşır, kadına uzatır.
Kadın teşekkür eder ama içinden şöyle düşünür:
“Bu jesti yaptı ama acaba içten mi?”
Sonra yağmurun ortasında ilişki analizi başlar.
Bir damla düşer, bir soru daha:
“Gerçekten beni önemsiyor mu, yoksa sadece şemsiyeyi mi?”
---
7. Sonuç: Yağmur Hepimizin Ortak Eseri
Belki de en doğrusu şu:
Yağmur ne kadının ne erkeğin eseridir, yaşayan her duygunun yansımasıdır.
Biraz mantık, biraz duygu, bolca kaos...
Tıpkı biz insanlar gibi.
Erkekler plan yapar, kadınlar anlam katar,
gökyüzü ise tüm bu duygusal trafikle başa çıkmaya çalışır.
Sonra pat diye boşalır... tıpkı biz gibi.
---
Forumdaşlara Soru!
Şimdi soruyorum size:
Sizce bu yağmurun yapımcısı kim?
Kadınlar mı duygularıyla evreni ıslatıyor,
yoksa erkekler mi bulutlara “hadi artık dökül” komutu veriyor?
Yorumlarınızı bekliyorum dostlar!
Lütfen tartışmayı büyütmeyelim, sadece şemsiyemizi büyütelim.