Askeri kaç yılında kuruldu ?

Gonul

New member
Askeri Kaç Yılında Kuruldu? Tarih Mürekkep, Espri Sıfır!

Selam forumdaşlar!

Bugün biraz tarihin derinliklerine inelim ama bu sefer ciddiyet bir kenara, biraz eğlenceli bir bakış açısıyla. Hadi bakalım, hep birlikte gülerek öğrenelim! Konumuz şu: Askeri kaç yılında kuruldu? Biraz dikkatli olalım, çok stratejik bir soruya takılabiliriz! Önce soruyu doğru anlayalım, yoksa ortalık biraz karışabilir!

Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: Askerlik, Nasıl Başladı?

Bunu şu şekilde düşünebiliriz: Bir erkek olarak, bu tip sorulara çözüm odaklı bakmak şart. İlk başta “Askeri neden kuruldu?” sorusuna bir strateji gibi yaklaşmamız gerekiyor. “Bir ülkenin askeri güç oluşturmadan, sınırlarını savunmak ya da düşmanla başa çıkmak mümkün mü?” diye düşünmeliyiz. İşin içinde biraz daha karmaşık bir çözüm olduğu kesin. Peki, o zaman askerlik kaç yılında kuruldu?

Tabii ki çok eski zamanlara gitmemiz lazım! Birinci Dünya Savaşı'na kadar gitmeye gerek yok, önceki yüzyıllarda da insanların “bekle bakalım, bir grup kurayım, silahlarımı alıp savunmaya geçeyim” dediği günler vardı. Ama, gerçek anlamda "askeri teşkilatlar" dediğimiz kavramı kuran ilk uygarlık, MÖ 3000’lerde Mezopotamya’da başlamıştı. Yani bir şekilde “askerlik” dendiğinde, Mısır’daki firavunlardan tutun da, Antik Yunan’a kadar herkesin bu işte parmağı var.

Erkeklerin çözüm odaklı bakış açısına göre, askerliğin temeli aslında insanlık tarihinin başlangıcına kadar gidiyor. Hatta bazı tarihçiler, çok önceki zamanlarda, “ilk askeri birliği” oluşturan kişilerin ilk köylüler ya da göçebe kabileler olduğunu bile söylüyorlar. Yani, askerliğin doğuşu, büyük ihtimalle “yağma yapan komşuya karşı ne yapalım?” sorusuyla başlamış olabilir! Sonuçta, strateji gerektiriyor!

Kadınların Empatik Yaklaşımı: Askerlik ve İnsanlar Arası İlişkiler

Şimdi, konuya empatik bir açıdan yaklaşalım. Kadınların askerlikle olan ilişkisini, hepimizin çok iyi bildiği gibi, genelde duygusal ve insani yönlerden ele alıyoruz. “Askeri kurmak zor bir şeydir” diyoruz ama aslında, bu işin bir de insana dokunan tarafı var.

İlk askeri teşkilatları kuranlar, insanları organize etmenin, bir arada tutmanın, bir hedefe yönlendirmenin zorluğunu çok iyi biliyorlardı. Hani diyorlar ya, “Kendi ordunu kurarken, yalnızca silahları değil, insanları da yanında tutmalısın!” İşte, bu noktada, kadınların ilişkilerdeki üstün yetenekleri devreye giriyor.

Kadınlar için askerlik demek, “hadi bakalım, bir araya gelip bir ordu kuruyoruz” demek değildir; kadınlar bu sürece, çok daha fazla insani ve empatik bir bakış açısıyla yaklaşır. İnsanların birbirine güvenmesini sağlamak, moral vermek, “haydi hep birlikte güçlü oluruz” demek... İşte bunlar, kadının askerlikteki rolünü pekiştirir.

Mesela, eğer bir kadın tarihçi, bir orduyu kurma sürecine baksa, büyük ihtimalle şunları derdi: "Askeri teşkilatın temeli, insanları birbirine bağlayan duygusal bağdır. Silahlar ve strateji ne kadar önemli olsa da, insana saygı duymak, motivasyonu yüksek tutmak, bu işin en önemli kısmıdır." Kısacası, empatik bir bakış açısıyla “askerlik” dendiğinde, “birlik ve beraberlik” teması ön plana çıkıyor.

Askeri Kuruluşlar: Kim Kurdu? Şimdi Gerçekten Kim Başardı?

Şimdi burada biraz daha derinlere inelim. Askeri yapılar tarihi çok eskiye dayanıyor. Mezopotamya’dan Antik Yunan’a, Roma İmparatorluğu’na kadar pek çok büyük medeniyet kendi askerî organizasyonlarını kurmuş. Ama gerçekten kurulum tarihi, genellikle modern anlamda 16. yüzyıla kadar gitmiyor. İlk profesyonel ordular, Modern Avrupa’nın yükseldiği dönemde, genellikle monarşiler tarafından oluşturulmuş. Krallar, imparatorlar, liderler askeri disiplin için ciddi yatırımlar yapmışlar ve ilk profesyonel asker birliklerini kurmuşlardır.

Bunu biraz mizahi bir dille anlatmak gerekirse: O dönemde biri kalkıp da “İyi de, biz kimseyi savunmak zorunda mıyız?” demiş olsaydı, büyük ihtimalle o kişi, “tabii ki de zorundayız, çünkü kimse senin topraklarını çalmasın” cevabını alırdı. İnsanın kendini savunma isteği, askerliği aslında çok doğal bir olguya dönüştürmüştür. Yani, özünde hepimiz, "bizi savunacak birilerinin olması gerektiğini" çok iyi anlamışız.

Sonuç: Askerlik ve Çeşitli Yaklaşımlar

Beni yanlış anlamayın, askerlik konusu aslında ciddi bir mesele. Ama bazen, konuya biraz eğlenceli bakmak da önemli. Her ne kadar tarihte birçok toplumda askerlik ilk kez “güç ve strateji” ile kurulmuş olsa da, günümüzde askeri birliklerin temelini de insanlar arasındaki iletişim ve ilişkiler oluşturmaktadır.

Peki, sizce askerlik sadece bir "güç gösterisi" mi, yoksa “birliktelik” ve “insan ilişkileri” açısından da mı önemli bir alan? Askeri teşkilatların temelleri hakkında siz ne düşünüyorsunuz?

Merak ediyorum, sizin fikriniz ne? Bu konuda daha farklı bakış açıları varsa, onları da duymak isterim!